Bakunin

Tarihin en calkantili donemlerinden biri olan 19. yuzyilda yasayan Mihail Bakunin, eylemi ve kuramiyla en cok taninan, en derin iz birakan anarsist sahsiyetlerin basinda gelir. Ozgurluk ile otorite arasindaki amansiz mucadeleye koca bir omur adayan Bakunin, yillarca ayaklanmadan ayaklanmaya, barikattan barikata kosturup durdu. Ote yandan, asi kisiligi ve eylemci pratigi hakli olarak onu bir dusunurden cok bir eylem adami kimligiyle one cikardigindan, devrimci mucadeleye kazandirdigi teorik derinlik zamanla geri planda kalmistir. Oysa Bakunin, felsefi ve teorik kavrayisliligi, isabetli ongoruleri ve son derece yerinde saptamalariyla dusunce ve eylemi butunlestirerek anarsist hareketin gelisiminde kilit bir rol ustlenmistir. Iste bu yuzden, dostlari da dusmanlari da, onun anarsizmin onde gelen bir kuramcisi ve eylemcisi oldugu noktasinda hemfikirdiler. Bakunin'in teorik gucu, devleti ve otoriteyi ustaca ve en ince ayrintisina kadar desife etmis olmasindan kaynaklanir. Yuz elli yil once,